top of page

Winnicott'ta baba işlevi ve Mommy filmi

Güncelleme tarihi: 25 Eyl 2024

Donald Winnicott, anne-çocuk ilişkisi üzerine eğilmiş ve babayı biraz ihmal eder gibi gözükerek daha çok annesel işlev konusunda yazmış çok ünlü bir psikanalisttir.


Psikanalist Bella Habip neden Winnicott'un baba işlevi üzerine yazmada eksik veya geç kaldığını şu şekilde açıklar:  Bilindiği gibi, Winnicott bir çocuk doktoruydu. Çocuk sağlığının psikolojik yönüyle ilgileniyordu ve çocuk psikolojisi konusunda uzmanlaşmıştı. Profesyonel hayatını annelerle ve çocuklarıyla çalışmak için harcamıştı. Winnicott'un uzunca bir süre babayı dışlayarak anne ve çocuk ikilisi üzerinde durmasının bir nedeni bu olabilir.


2003 yılında Rodman, Winnicott'un kapsamlı bir biyografik portresini sunar. Biyografide Winnicott'un babası, açıkça davranış standartlarını dayatan katı bir adam olarak tasvir edilir.  Çocukluğunda Winnicott'un güzel bir kadın balmumu bebeği ile oynamayı sevdiği yazılmıştır. Ancak, babası bu davranışı çok kadınsı bulmuş ve Donald'ın en sevdiği oyuncağı parçalamıştır. Bu olaydan sonra, Winnicott, aynada yansıyan kendisine bakarak kendisinin "çok hoş" göründüğüne kanaat getirmiş ve agresif bir erkek gibi davranmaya karar vermiştir. Babası, bu agresif davranışlardan da hoşlanmamış ve onu bir yatılı okula göndermeye karar vermiştir. Rodman, babasının davranışlarının Winnicott'un hayatı ve düşünceleri üzerinde bir etkisi olabileceğini söyler; belki de bu yüzden Winnicott, baba meselesini belirli bir süre göz ardı etmiş olabilir.


Winnicott daha sonraları babasal işlev üzerine yazmıştır. Örneğin, Başlangıç Noktamız Ev isimli kitabında çocuklarda dışsallaştırıcı sorunların gelişiminde babanın rolüne değinmiştir ve antisosyal eğilimin iki yönünü tartışmıştır. Bunlardan ilki, annenin yetersizliği ile alakalıyken diğeri daha sonra gelişen baba-çocuk ilişkisi ile alakalıdır. İlk yön, tüm çocuklarla ilgiliyken, ikinci yön sadece erkek çocuklarını kapsar. Winnicott'a göre annenin mahrumiyeti çocukta antisosyal eğilimlere neden olabilir. Annenin çocuğun ihtiyaçlarını algılamakta, bu ihtiyaçlara uyumlanmakta ve onlara cevap vermekte eksik, yetersiz kalması bir tür mahrumiyete yol açar. Bu mahrumiyet, çocuğun daha önceden ona kendisini iyi hissettiren şeyi bulmak için çalma girişimlerinde bulunmasına neden olur. Çocuk, başlangıçta ona ait olan ama sonradan kaybedilen şeyi çevreden talep eder. Çalınan şey bir nesne değil, başlangıçta anne tarafından karşılanan bir şeydir. Çocuk kaybettiğini arar. Başka bir deyişle, çocuğun deneyiminde belirli bir tarihe kadar olumlu olan ve çocuğun elinden alınan iyi bir şey kaybı vardır. Bu semptomatik davranıştan sorumlu olan birincil ortamın ve anne figürünün başarısızlığıdır: Çocuk çalınan nesneyi değil, kendisinde hakkı olduğunu düşündüğü anneyi arar.


Xavier Dolan'ın Mommy isimli filminde antisosyal eğilimleri olan ve suç işleyen bir ergenin annesiyle olan ilişkisi anlatılır. Anne Diane, oğlu Steve'in ihtiyaçlarına karşı yetersiz kalan, onun duygusallığına hassasiyet göstermeyen bir anne olarak resmedilir. Özellikle, karaoke bar sahnesinde annenin bu yetersizliği dikkat çeker. Bu annenin, 15 yaşında olan Steve çok daha küçükken ona nasıl davranmış olabileceğini aklımızdan geçirebiliriz ve Steve'in bazı davranışlarında Diane'ın annesel işlevinin yetersizliğinin payı olabileceğini düşünebiliriz. Baba, Steve 12 yaşlarındayken ölmüştür ve sonrasında Steve'ın ruhsal durumu çok daha kötüye gitmiştir.


Winnicott, Mahrumiyet ve Suçluluk makalesinde baba-çocuk çerçevesi açısından mahrumiyet ve suça eğilimi tartışır. Çocukta saldırganlık sadece güçlü bir aile çerçevesi olduğunda ortaya çıkar, bu da babanın anneye yardım etmek ve anneyi desteklemek için mevcut olduğu anlamına gelir. Annenin kocasının onu koruduğuna olan güveni, çocuğun saldırganlığını ifade etmesinin önünü açar. Çocuk, güçlü aile çerçevesinin var olduğundan emin olduğunda bunu yapar. Böylece, çocuk agresif dürtülerini ve yıkıcı duygularını güvenli bir yerde araştırır. Aslında çocuk çok karmaşık bir şey yapmak için risk alır. Sevgi ve nefret duygularını kaynaştırır.  Bununla birlikte, bu çelişkili duyguları kaynaştırmak için çocuğun kolayca bozulmayan güçlü bir çevreye ve çerçeveye ihtiyacı vardır. Hiçbir şey yanlış gitmezse çocuk, yıkıcı duyguların gerçekliğini algılar ve insanları ve nesneleri kendi duygularından korumanın yollarını bulur. Baba tarafından sağlanan güvenli bir ortam ve sağlam çerçeve yoksa çocuk zihinsel olarak dağınık hale gelir. Çocuk, o çerçeve ile özdeşleşerek kontrole sahip olmaya çalışır.


Winnicott, babaya belirli bir işlev atfeder: Yıkılmaz kalmayı bilerek çocuğun yıkıcılığının entegrasyonuna izin vermek. Mommy filminde babanın hayattayken bu işlevi yerine getirmekte başarısız olmuş olabileceği akıllara gelebilir. Her ne kadar filmde anne-çocuk ilişkisi üzerinden annenin yetersizliği, sınır koymada başarısızlığı vurgulansa da filmde eksik olan bir baba da vardır. Ancak baba hayatta olmadığından tüm yük ve sorumluluk anneye kalır. Anne suçlanır ve aforoz edilir. Baba, anne-çocuk ilişkisine bir çerçeve, sınır koyan kişidir. Ayrıca baba, çocuğunun hayatında bir baba olarak yer alarak çocuk tarafından anneye yönlendirilen duyguları devralan kişidir. Böylelikle anne için bir rahatlama alanı oluşur, aksi takdirde çocuğun tüm saldırganlığı ve yıkıcılığı anneye yönelir ve bu yıkıcılık, saldırganlık annesel işlevi yok etmekle tehdit eder. Anne, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığında, çocuğun saldırganlığı karşısında güçsüzleştiğinde baba onun yerine geçerek anneye destek sağlar.


Mommy filminde baba hakkında bir şey söylenmese de babanın bu konuda yetersiz kalmış olabileceği söylenebilir. Steve kolaylıkla saldırganlaşabilen ve şiddete eğilim gösterebilen bir ergendir. Öfkesini ve agresif dürtülerini kendisinde tutmakta veya daha işlevsel şekillerde başka yerlere kanalize etmekte zorlanır. Babanın belki de sağlayamadığı çerçeve ve güvenli ortam Steve'in sağlıklı bir şekilde saldırganlığını ve agresifliğini deneyimleyememesine neden olmuş olabilir ve belki de Steve, agresif dürtülerini ve saldırganlığını çevreye yansıtırken insanlara zarar verebileceğinin gerçekliğini kavrayamamış olabilir. Filmde varlığı ve de yokluğu ile anne ve babanın bir çocuk üzerinde ne gibi etkiler yaratabileceği çok güzel anlatılır.


Referanslar

Habip, B. (2012). Kulisteki baba: Winnicott ve yapıtı. Baba işlevi, 31-37. İstanbul Bilgi        Üniversitesi Yayınları.


Rodman, F. R. (2003). Winnicott: Life and work. Cambridge, MA, US: Perseus


Winnicott, D.W. (1974). Fear of breakdown. International Review of Psychoanalysis,            1:103-107.


Winnicott, D.W. (1984). Deprivation and Delinquency. London: Tavistock Publications.    

                   

Winnicott, D. W., Winnicott, C., Shepherd, R., & Davis, M. (1986). Home is where from we start from: Essays by a psychoanalysist. New York, NY: Norton.






 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page