top of page

Bir yas süreci olarak psikoterapi

Freud, Yas ve Melankoli makalesinde ruhsal yatırım yapılmış bir nesne kaybının sonrasında yas tutan kişi için 'yas çalışması' dediği sürecin başlayacağını söyler. Kişi, kaybedilen nesneye dair duygusal deneyimleri içeren anılarını hatırlamaya başlar ve nesneye dair anılarını, duygularını gözden geçirerek onu tüm yönleriyle ele alır. Kayıpla birlikte iç dünyasını yeniden düzenler. Ayrıca, bu kayıp onun benliğinde de değişim yaratır. Darian Leader Depresyon: Yas ve Melankoli kitabında bu durumu bir elmasa sadece bir açıdan değil, olabildiğince tüm açılardan bakmaya benzetir.


Theo Angelopoulos’un Sonsuzluk ve Bir gün isimli filminde ölmek üzere olan Alexander’ın bir günü anlatılır. Alexander, yaşamın kaybının yaklaşması ile bir bir eldeki her şeyden vazgeçmiştir ve bazı şeylerle vedalaşmıştır. Geçmiş kayıpları, yitip giden zamanı anımsamaya; geçmiş ve bugün arasında anılarıyla bir yolculuk yapmaya başlamıştır. Bu bir günlük yolculuk, geçmiş ve bugün arasındaki ayrımı bulanıklaştırarak zamansızlığı ortaya çıkarır ve sonsuzluğa uzanır.


Alexander yolda yürürken mülteci bir çocukla karşılaşır ve bu mülteci çocuğun ölen bir arkadaşı için kederlenmesine tanıklık eder. Kendisi de birçok kayıp yaşayan Alexander böylelikle küçük bir çocuğun kederini ve acısını ifade etmesi ile kendi derin kederinin farkına varır. Geçmiş şimdide canlanmaya çoktan başlamıştır; Alexander yeniden bulunan yitik zamana bugünden bakar, yapmadığı veya yapamadığı şeyleri fark eder, kaçırdığı fırsatlara, hatalarına üzülür, pişmanlık ve suçluluk hisseder; hayatındaki kişilerle konuşur, yaşadıklarıyla hesaplaşır. Geçmiş ve şimdi arasındaki bir ara alanda yaşantılarına bir anlam vermeye çalışır. Annesini hastanede ziyaret ettiğinde ise ona şöyle söyler: ‘Ben neden hayatımı bir sürgündeymişim gibi geçirdim?’

Psikoterapiye başvuran kişiler şimdi de yaşantılanan birçok farklı meseleden bahsederek hayatlarında ve ilişkilerinde şikayetçi oldukları birçok şeyin değişmesini istediklerini söylerler. Psikoterapi seansları ilerledikçe şimdide yaşantılanan meselelerin aslında geçmiş yaşantılardan köken aldığı ve şimdinin sıklıkla bu geçmiş yaşantıların bir tekrarı olduğu anlaşılır. Kişiler, geçmişe yolculukta uğradıkları her durakta anılarını hatırlar, hatırlanmakta olanları yeniden gözden geçirir ve onlara yeni anlamlar verir. Öfke, hüsran, pişmanlık, suçluluk, sevinç gibi birçok duyguyu deneyimler. Terapi çalışması geçmişe ve şimdiye bir açıdan değil olabildiğince birçok açıdan bakmayı gerektirir. Seanslarda kişi zamanın farklı noktalarında gezinti yapar ve seansta zamansızlığı ve sonsuzluğu deneyimler. Terapist sürenin dolduğunu söylediğinde kendisine gelir ve o sonsuzluk, zamansızlık yanılsamasının içerisinden çıkar.


Seanslar ilerledikçe eski yavaş yavaş bırakılarak yeniye adım atılır. Bu nedenle, kişi bırakmaya, ayrılmaya ve kaybetmeye hevesli olmalıdır. Zamanın kaybedilmekte olduğu ve geçmişin geçmişte kaldığı kabul edilmeli, kederlenmeye ve yas tutmaya hazır olunmalıdır.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page