top of page

Aile sırları ve hortlak etkisi

Güncelleme tarihi: 24 Nis 2021

Daha önceki kuşaklarda yaşanmış ancak sembolik olarak temsil edilmeden, çözülmeden kalmış meseleler sonraki kuşağa aktarılarak kişilerin ruhsallığını işgal eder. Bu yaşantılar önceki kuşakların aile sırlarıdır; konuşulamamış, hatta düşünülememiş gerçeklerdir. Bu sırlar, ailede utanç yaratan durumlar ve kayıplar sonrası tutulmayan yaslarla ilişkili olur (2). Ailede birisinin intihar etmesi, cinayete kurban gitmesi, bir kaza veya hastalık nedeniyle kaybedilmesi, birisinin evi terk etmesi veya kaybolması sonrası bu yaşantılar yasaklı bölge içerisine alınır. Bu yasaklı bölgeye giriş, uyarı alarmlarının çalmasına ve kişilerin sert tepkilerle karşılaşmasına neden olur. Bu farklı yaşantılara eşlik eden deneyim yasın tutulmaması ile ilişkilidir (1). Ya bu yaşantılara ilişkin konuşulmaz ya da konuşulursa da sanki kayıp yaşanmamış gibi davranılır. Her ikisinde ortak olan şey ise kaybın inkar edilmesidir.


Ayrıca aile sırları aile içi istismar, şiddet, ensest yaşantılarını da kapsar. Dışarıya yansıtılan aile romansı aslında bir trajedidir, bazı aile üyeleri bu iki yüzlülüğü hisseder. Ailedeki üyeler, sırrı ifşa etmek ya da korumak arasında kalır. Konuşulması, düşünülmesi yasaklanmış bu sırları başkasına aktararak ifşa etmeyi tercih eden kişi, aileye ihanet etmiş gibi hisseder (2). Bu sırlar, aile üyelerini birbirine kenetlerken dışarıya karşı bir duvar örmelerine yol açar ve ailedeki kişilerin bireyselleşmesine, özerkleşmesine engel oluşturur. Bireyselleşmenin engellenmesi ise sınır ihlallerinin ve aile içi rollere ilişkin karmaşıklığın ortaya çıkmasına neden olur (1).


Psikanalist Nicolas Abraham, önemli figürler tarafından bilinçdışına gömülmüş, bilinmez halde olan bu sırlara değinmiş ve hortlak metaforunu ortaya atmıştır. Ona göre aile sırları, geçmiş kuşakta yer alan gömülü mezarlardır; bu mezarların içindekiler sonraki nesillere musallat olur. Musallat olan ölüler değil, onlardan kalan sırların sonraki neslin ruhsallığında bıraktığı boşluklar ve yaralardır. Geçmiş kuşaklardan aktarılan bu hortlaklar gizli yaşamlarıyla sonraki neslin ruhsallığına gölge düşürür. Örneğin Darian Leader (3) bir kadın yazardan bahseder. Bu kadın yazarın kendisinden 3 yıl önce doğmuş ve sadece 3 gün yaşayabilmiş bir kardeşi vardır. Yazar hortlak fikrini takıntı haline getirerek çocukluktaki kurgularında bu temaya yer vermiştir. Ayrıca, ikiz erkek kardeşi olduğunu hayal etmiş ve onunla konuşmaya başlamıştır. İlginç olan ise ölen erkek kardeşe dair bilgi sır olarak kalmış ve aile tarafından dile dökülmemiştir, ancak sır yine de aktarılmış ve yazarın ruhsallığına gölge düşürmüştür. Yazar, 10 yaşındayken kulak misafiri olduğu bir konuşma sonrası araştırmaya başlayarak ölen kardeşinin bilgilerine ulaşmıştır.


Ayrıca Abraham, ‘hortlak yaratan’ kelimelerden bahsederek hortlakların, gizli kelimelerle varlıklarını sürdürdüklerini ve sonsuz bir tekrara neden olduklarını söylemiştir. Örneğin bir hastası, annesinin bir aşkından bahseder. Anneanne, zamanında bu kişiyi onaylamamıştır. Annesinin sevdiği bu kişi, toplama kampında sözde ‘taş kırmaya’ gönderilmiş, sonra gaz odasında öldürülmüştür. İlginç olan, hasta hafta sonlarını doğada geçirirken ‘taş kırıyor’, kelebek yakalıyor ve sonra bu kelebekleri siyanürle öldürüyormuş. Abraham, bu kelimenin hortlak etkisine değinerek kelimenin kişinin ruhsallığında yer edinen bir yabancı gibi olduğunu öne sürer (2). Hortlak etkisi bu şekilde gizli kalmış, dile dökülmemiş gerçeklerin kelimelerle aktarılması ile sonraki kuşakta ortaya çıkar. Birisi öldükten veya kaybedildikten sonra onun ismini yeni doğana vermek de bu aktarıma örnek gösterilebilir.


Dile dökülmeden saklı kalmış hakikatlar her zaman bir sonraki nesle musallat olur. Bu hortlağı şeytan çıkarmada olduğu gibi ruhsallıktan defetmek için onu kelimelerle ifade etmek gerekir. Ancak, sır başkasınındır ve aktarılan kişinin bilinçdışında gömülüdür. Kişi, bu sırların bilgisine sahip olmadığında bu hortlak nasıl defedilir? Bir terapist veya analistin eşliğinde yürütülecek bir çalışmayla hortlak etkisine son verilebilir (4). Freud ‘....anlaşılmayan bir şey kaçınılmaz olarak yeniden ortaya çıkar; örtüsüz bir hortlak gibi, gizem çözülene ve büyü bozulana kadar dinlenemez' demiştir (5). Bu hortlaklar, sonraki neslin ruhsallığında çeşitli belirtiler ve rahatsızlıklarla varlığını hissettirir. Bazen fobi veya panik atak olur, bazen depresyon, bazen de derin bir yalnızlık ve kendi bedeninde yabancılık… Bazen de Abraham'ın makalesinde belirttiği gibi hobiler, farklı ilgiler, alışkanlıklar şeklinde etkisini gösterir.


Kendi aile sırları olan ve bunların bilincinde olan kişiler ise bu sırları dile dökmekte çok zorlanır. Bu kişilerin terapilerinde boşluklar, sessizlikler, konuşmaya karşı direnç gözlemlenir (1). Belirli türden özel ve hassas bilgileri başkasına aktarmak ve bunlarla yüzleşmek çok zor olur. Psikanalist Şeyda Postacı, aile sırları üzerine yazdığı makalesinin bir bölümünde bu konuyu popüler film ve kitap serisi Harry Potter üzerinden ele alarak şöyle söylemiştir: ‘Harry Potter’dan yaşça büyük ve güçlü birçok büyücü, yaşanmış olan travmayı inkar etmekte ve kötünün adını anmaya korkmaktadır. Bu karanlık güç, adeta -isimsiz dehşet- halinde korku salmaktadır. Onu tanımlamak için aralarında ‘kim olduğunu bilirsin sen’ ve ‘ismi lazım değil’ gibi şifreler kullanırlar. Harry Potter ise anne babasını öldüren bu kişinin adını korkmadan söylemeye başlar: ‘Voldemort!’ Seri boyunca bu ismi cesurca söyleyebilenlerin sayısı ve gücü giderek artar. Bu sırada Voldemort mezarından çıkar, bir mevcudiyet kazanır ve dehşet verici bir gölgeden mücadele edilebilir bir varlığa dönüşür.’ (6).




Kaynakça:

1. Bella Habip. Bir ayrılamama patolojisi: Ensest ve ensestsi, P.C. Racamier’nin yapıtı üzerine. Psike İstanbul Psikanaliz Kitaplığı, Ayrılık.

2. Nicolas Abraham (1975). Notes on the phantom: A complement to Freud's metapsychology.

3. Darian Leader. Depresyon: Yas ve Melankoli

4. Stephen Frosh (2012). Hauntings: Psychoanalysis and ghostly transmission.

5. Sigmund Freud. (1909). Analysis of a phobia in a five-year-old boy.

6. Şeyda Postacı. Geçmişin gölgesi: Aile sırları. Psikanaliz Defterleri 2. Çocuk, Ergen ve Ailesi

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page